11 Mart 2014 Salı

İKİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI (MAKALE ÖDEVİ)


SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
MALİYE BÖLÜMÜ

TÜRKİYE EKONOMİSİ

İKİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI

ISPARTA-2014



                                                      ÖZET

     I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları, 1963-1977 perspektif plana göre hazırlanmış olup; I. Beş Yıllık Kalkınma Planı temel altyapı yatırımlarına, istihdam sorununa ve yeniden düzenleme konularına ağırlık verirken, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı özellikle sanayi sektörünün ekonomide sürükleyici sektör niteliği kazanması ilkesini benimsemiştir.
   1967-1972 yıllarını kapsayan bu planın birinci plandan farkı, çok kesimli olmasıydı. Bunlar tarım, madencilik, imalat sanayi, inşaat, hizmetler ve kamu kesimiydi. Planda, ulusal ve uluslar arası kesim olmak üzere, ikinci bir ayrıma gidilmiştir. İBYKP’nin amacı Türk ekonomisinde hızlı bir gelişme sağlamak ve bunu devam ettirmekti.
   2.5 Yıllık Kalkınma Planı bir nevi tamamlayıcı bir programdır. Ancak bu programda sektörel olarak ilkinin aksine tarım ve sanayinin dengeli büyümesi politikalarının yerini sanayiye verilen öncelikler almıştır.
                                                               1. GİRİŞ
    Dünyada ilk demokratik kalkınma planları 1931 yılında Türkiye’de uygulamaya konulmuştur. Bu planlar Atatürk’ün Türk Ulusu’na armağan ettiği önemli bir ekonomik reform hareketidir. Bu kalkınma planları eldeki kıt kaynaklarla halkın ihtiyaçlarını en iyi biçimde karşılamasına yönelik olarak hazırlanmıştır. Atatürk Birinci Kalkınma Planı’nı 1933-1938 yılları, İkinci Kalkınma Planı’nı ise 1938-1944 yılları için hazırlatmıştır. Her iki kalkınma planının da temel amacı, hammaddesi Türkiye’de olmasına karşın dışarıdan ithal edilmek zorunda kalınan ürünlerin ülkemizde üretilmesini sağlamaktı.[1]
   Türkiye, 1963 yılında planlı döneme girerken, ülkenin sosyoekonomik potansiyelini değerlen­dirmek ve bu potansiyeli orta dönemde planlarla en iyi şekilde yönlendirebilmek için, amaç ve hedef­lerin önceliklerini tespit eden 15 yıllık perspektif plan hazırlama gereğini duymuştur.
2.HEDEFLER
    Hedefler yıllık yüzde 7'lik büyümenin sağlanmasına yönelik belirlenmiştir. Kamunun yatırım ve ara mallarına yönelmesi ve özendirmesi ile sanayileşmeye dayalı bir  toplumsal kalkınmanın sağlanması hedeflenmiştir
  İkinci Beş Yıllık Plan, Türkiye'yi ham madde satıp, mamul madde alan bir ekonomik bünyeden; mamul madde yapıp, mamul madde satan sanayileşmiş bir bünyeye girme  istikametinde mühim bir adımdır.
   Böylece sanayimizin GSMH içindeki payı % 25,5 den % 30,7 ye yükselmektedir. Bunu sağlamak tarımla meşgul olan nüfus oranını azaltmakla mümkündür. Bu sebeple bir taraftan sanayileşmeye giderken, diğer taraftan tarımda modern teknolojinin bütün imkanlarından faydalanarak daha çok gelir sağlama imkanları     İkinci Beş Yıllık Planda amaçlanmıştır.
  İkinci Beş Yıllık Planın, memleketimizin gereklerine, milletimizin arzu ve ihtiyaçlarına azami derecede uygun olmasına büyük itina gösterilmiştir.  Her türlü kalkınma çabasının hedefi, insanı memnun ve mesut etmektir. Bu güzel ve büyük ayrıca erişilmesi kolay olmayan bir hedeftir. 
   Milli gelir her yıl %7 artacak, artış oranı plan dönemi sonunda %40’a ulaşacaktı.Yatırımlar yılda %14 oranında artırılacaktı.
   Türk ekonomisinin dış kaynaklara bağlılığı zamanla azaltılacak; ekonomi hedef alınan kalkınma hızına ve dış yardımlara başvurmadan kendi kaynakları ile devam etmesini sağlayacak bir yapıya kavuşturulacaktı.Çeşitli sektörlerde, gelişme gücünü en iyi değerlendirecek hızlı ve dengeli bir gelişmenin sağlanmasına çalışılacaktı.
   Ekonominin genel yapısında tarımdan sanayiye doğru yapısal bir değişme sağlanarak sanayi sektörünün GSHM içindeki payı %16,3’ten %20,5’e çıkarılacaktı.Kıt bir kaynak olan yetişmiş insan gücünün verimli kullanılması için her kademede yeterliliğe dayanan bir çalışma politikası uygulanacaktı.
   Kalkınma çalışmalarına halkın adaletli ve fırsat eşitliğine göre katılımının sağlanması; artan gelir ve refahtan fertlerin sosyal adalet ilkelerine uygun bir yapı alarak yaşam seviyesinin yükseltilmesi gelir dağılımı açısından planın temel ilkesiydi. Kişi başına gelir 2600 liradan 3200 liraya (350$) yükseltilecekti. Çeşitli bölgeler arasındaki gelişme farkları yatırımların yurt içinde dengeli dağılımı ile azaltılacaktı.[2]
3. İKİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANININ GENEL AMAÇLARI
   İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Türk milletini, hür ve medeni bir ortamda, demokrasi ve karma ekonomi düzeni içinde adalete ve tam çalışma esasına bağlı olarak herkes için insanlık haysiyetine yakışır bir yaşayış seviyesine ulaştırmayı amaç edinmiştir.
1.                  İkinci Beş Yıllık Planın temel gelişme hedefi, gayrisafi milli hasılayı 1967 -1972 yıllan arasında % 40,3 artırmaktır .Aynı zamanda ekonomik sosyal yapıyı, hızlı gelişme temposunu 1972 yılı ötesinde de devam ettirebilecek bir üretim gücüne eriştirmeyi hedef olarak almıştır
2.                  İkinci Plan, ekonominin yılda ortalama % 7 oranında gelişmesini  öngörürken, bu gelişmenin sağlanabilmesi ve devam ettirilebilmesi için kökl bir yapısal değişimin meydana getirilmesini de hedef olarak almıştır.
3.                  Tarımsal rejimin hava şartlarına aşırı bağlılığının azaltılması da hedef olarak alınmıştır.
4.                  İkinci Beş Yıllık Plan, toplumun hayat standardının yükseltilmesini amaç  olarak almıştır.
5.                  Çeşitli sektörlerde, gelişme gücünü en iyi değerlendirecek hızlı ve dengeli bir gelişmenin sağlanmasına çalışılacaktı.

6.                  Yetişmiş insan gücünün verimli kullanılması için her kademede yeterliliğe dayanan bir çalışma politikası uygulanacaktı.
7.                  Ekonomide sanayi sektörü sürükleyici bir nitelik kazanacak.
8.                  Yatırım harcamaları oranını yıl içinde yükseltmek.[3]
4. İKİNCİ BEŞ YILLIK PLAN DÖNEMİ BAŞINDA  TÜRK EKONOMİSİNDE GELİŞMEYİ SINIRLAYAN YAPISAL GÜÇLÜKLER
     Son yıllarda Türkiye'nin dünyanın hızla gelişen ülkeleri arasında yer almasına rağmen, ekonomik ve sosyal bazı yapısal güçlükler kalkınma hızının yükseltilmesi imkanlarını sınırlamaktadır.Bu nedenle, 1968 - 1972 döneminde getireceği fedakarlıklarla birlikte hızlı bir ekonomik gelişmeyi hedef alarak Türk toplumunun refah seviyesini yükseltmeyi amaç edinen İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, gelişme hızını yavaşlatan bu yapısal güçlüklerin ortadan kaldırılması ya da etkilerinin azaltılmasına yönelmiştir.
5. TASARRUFLARIN YÜKSELTİLMESİ
   Ekonomik kalkınma, her şeyden önce yükselen gelirin gittikçe artan kısmının tasarruflara ayrılmasını zorunlu kılar.
   Türk ekonomisinde ve sosyal kurumlarında, son yılların güven verici gelişmelerine rağmen tasarrufların hızla yükseltilmesini sınırlayan yapısal güçlükler ve yetersizlikler vardır.
   Tasarruflarda sağlanacak artışları sınırlayan temel neden şüphe yok ki, tasarrufların seviyesini tayin eden genel gelir seviyesinin düşük olmasıdır. Gelir seviyesinin düşük olması, zaruri ihtiyaçların karşılanmasından sonra tasarruflara ayrılabilecek kısmın da küçük olması sonucunu doğurmaktadır.
   Öte yandan, Türkiye'nin dünyanın ileri yüksek gelirli toplumları ile kurmuş bulunduğu yakın ilişkiler, toplumun tüketim seviyesini daha da yükseltici yönde etkilemektedir.
   Türk ekonomisinin 1967 - 1972 yılları arasında hedef olarak seçilen % 7 gelişme hızına erişebilmesi, iç tasarrufların % 77,6 artırılmasını ve 1972 yılında gayrisafi milli hasıla içindeki payının % 22,6 ya çıkarılmasını gerekli kılmaktadır.
6. DIŞ TİCARET
    Geçmiş yıllarda ekonomik gelişmenin sınırlı kalmasına yol açan temel yapısal engellerden  birisi de, dış ticaret sektörünün, ya da daha genel tanımı ile ödemeler dengesi faaliyetlerinin  ekonomik genel gelişmeyi izleyememesidir.
   Gerçekten, 1962-1966 yıllan arasında dış ticaret hacminin % 20,8 artmasına karşılık gayrisafi milli hasıla % 29,5 oranında yükselmiş, bunun sonucu olarak ithalat ve ihracat toplamının gayrisafi milli hasıla içindeki payı zamanla düşmüştür.
    Dış ticaret hacminin gelir artışlarından daha hızla yükselmesi gerektiği göz önünde tutulacak olursa bu dönemde dış ticaret sektörünün ekonomik gelişmeyi tutucu bir etki yapmış olduğu sonucuna varılabilir.
   Yine aynı şekilde, 1962-1966 döneminde toplam yatırımların sabit fiyatlarla yaklaşık olarak iki misli artmış olduğu dikkate alınırsa dış ticaret hacminin ekonomik gelişmeyi sınırlayan niteliği daha açık olarak ortaya çıkar. Dış ticaret sektörünün hızlı gelişmenin gerektirdiği tempoya erişmemesi nedeniyle dış borçlanma zorunlu olmuştur.
   İkinci Beş Yıllık Plan döneminde sağlanacak döviz gelirleri ile ekonomide belirtilecek tasarruf yetersizliği yanında ve özellikle hızla gelişmenin gerektireceği ithalat seviyesine erişebilmek mümkün olamayacaktır.
   Önümüzdeki yıllarda belirli bir iyileşmenin beklenmesine rağmen dış ticaret konusundaki gelişmeler % 7 kalkınma hızının gereklerine yeterli olamayacak ve dolayısıyla 1968 -1972 yıllan arasında dış borçlanma sorunlu olacaktır.[4]
7. KURUMSAL GÜÇLÜKLER
   Ekonomik gelişmeyi sınırlayıcı yapısal güçlükler yanında ve onlar kadar etkili ve önemli başka bir faktörde ´Ekonomik organizasyon noksanlığı’ dır.
   Daha açık olarak, potansiyel tasarrufların daha verimli alanlara kaydırılmasında ve yeni yatırım fırsatlarının gereği gibi kullanılmasında bir yandan mevcut sistem etken bir şekilde işletilememektedir.Diğer yandan da bunu sağlayacak gerekli teşkilatlanma meydana getirilememektedir.
   İkinci Planın çeşitli bölümlerinde yakanda değinilen faktörlerdeki kıtlıkların ekonomik gelişmeyi hangi alanlarda ve ne yönlerde etkilediği açıklanmış ve gerekli politika tedbirleri verilmiştir.
İkinci Plan dönemi başında ekonomik gelişmeyi engelleyen organizasyon konusu ele alınacak ve 3 ana sektör yönünden taşıdığı anlam belirtilecektir.
7.1. TARIMSAL ORGANİZASYON VE ETKİNLİK
Ekonomik gelişme büyük ölçüde tarımsal üretimin etkisi altında bulunmaktadır.
Tarımsal üretimdeki gelişmelerin niteliği Türk toplum ve ekonomisini özellikle iki yönde etkilemektedir.
1. Hava şartlarına bağlılığı dolayısıyla genel ekonomik gelişme istikrarsız olmakta.
2. İstikrarsız oluşu sektörün kendi içinde çeşitli ekonomik ve sosyal sorunların doğmasına yol açmaktadır.
    Tarımsal üretim ve fiyatlardaki istikrarsızlığı tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ancak bu istikrarsızlıktan şiddetlendiren nedenlerin yok edilmesi suretiyle genel ekonomik gelişme üzerindeki olumsuz etkileri yumuşatmak mümkündür.
   Türkiye'de tarımsal fiyat ve üretim istikrarsızlığını şiddetlendiren en önemli faktör tarımsal organizasyonun iyi işleyememesidir. Tarımsal gelişmeyi organizasyon yönünden sınırlayan en önemli eksiklik çiftçilerin yaygın bir teşkilatlanmaya gidememeleridir.
  Özellikle küçük toprak sahiplerinin kooperatifler şeklinde birleşme eğilimleri henüz kuvvet ve hız kazanmış değildir, öte yandan pazarlama ve kredi konusundaki kooperatifleşme hareketinin gelişememiş olması sakıncalara yol açmaktadır.
7.2. SANAYİDE ORGANİZASYON VE ETKİNLİK
   Sanayi sektöründe gelişmeyi ve etkenliği büyük ölçüde sınırlayan darboğaz niteliğinde organizasyon güçlükleri mevcuttur. Özellikle imalat sanayinde çok sayıda müteşebbis ayrı ayrı küçük işletmeler halinde faaliyette bulunmaktadır.
    Bu nedenle genellikle asgari iktisadi kapasitelerde üretim yapılamamakta ve sanayileşmiş ülkelerde hızla gelişen üretim teknolojilerinden ve işletme tekniklerinden yararlanılamamaktadır.Ayrıca, uygulamaya yönelmiş sınai araştırmalar yapabilecek organlar geliştirilememiştir.
7.3. HİZMETLER VE ALTYAPI
     Gelişme temposunun hızlandırılmasında sosyal ve ekonomik altyapı yatırımlarının önemli rolü vardır. Benzeri ülkelerle karşılaştırıldığında,Türkiye'nin altyapı yönünden nispeten iyi bir seviyeye erişmesine rağmen İkinci Beş Yıllık Plan başlangıcında Türk ekonomisinin erişmiş olduğu gelişme seviyesi ve önümüzdeki yıllar için tespit edilmiş bulunan hedefler mevcut ekonomik ve sosyal altyapının güçlendirilmesini gerekli kılmaktadır.[5]
8. İKİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANININ
EKONOMİK HEDEFLERİ VE GENEL DENGELERİ
8.1. METOT
   İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planının hedeflerinin seçimine ışık tutmak ve bu hedefleri gerçekleştirecek politika araçlarını, tutarlı bir çerçeve içinde tespit edebilmek amacı ile, birbiriyle bağıntılı 3 farklı safhadan meydana gelen bir metot kullanılmıştır.
   İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planının genel hedefleri ile diğer makro büyülükler, ilk safhada geliştirilen bir makro model çerçevesi içinde ele alınmıştır.
   Bu safhada, seçilen gelişme hızı ve dış tasarruf seviyesine göre, özellikle toplam kaynaklar ve harcamalar, kamu kesimi harcama vegelirleri, geniş sektörler itibariyle gelişme hedefleri ve bunların gerektirdiği yatırımlar ve iç tasarruf gereği analize tabi tutulmuştur.
   İlk geçici istatistiklere dayanarak yapılan makro analizler, Plan çalışmalarının son safhalarında ve özellikle ayrıntılı sektör çalışmalarından elde edilen daha yeni ve güvenilir istatistiki bilgilerin ışığı altında, revize edilerek  sektörel hedeflerle birleştirilmiştir.
  Yukarda kısaca açıklanan safhalarda tespit edilen üretim ve yatırım hedeflerinin projelendirilmesi, kamu sektörü ile özel sektör için yapılan yatırım anket ve proje tespiti çalışmalarıyla sağlanmıştır.
  Özellikle kamu sektör¸ projeleri, tek tek değerlemeye tabi tutularak gerekli seçimler yapıldıktan sonra Birinci Beş Yıllık Plan döneminden devam eden projelerle birleştirilerek ve özel sektör yatırım anketlerinin de ışığı altında her sektörde kamu ve özel sektör yatırımları aynı tespit edilmiştir.
8.2. GENEL GELİŞME HEDEFLERİ
8.2.1. KALKINMA HIZI
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planının temel ekonomik hedefi gayri safi milli hasılada 1967 - 1972 yılları arasında toplam olarak %40,$ çevresinde bir artış sağlamaktır.
  İkinci Beş Yıllık Plan dönemi için seçilen gelişme hedefini haklı ve gerekli kılan nedenler genel hatlarıyla aşağıda belirtilmiştir.
(1) Planlı kalkınma uygulamasının ilk yılları olmasından doğan güçlüklere rağmen, 1962 - 1966 döneminde, yılda ortalama %6,5 çevresinde bir gelişme hızının sağlanmış olması, Türk toplumunun İkinci Beş Yıllık Plan dönemi için hedef olarak aldığı yılda ortalama  % 7 kalkınma hızının ulaşılabilir olduğunu göstermektedir.
(2) İkinci Plan dönemi için seçilen %7 gelişme hızının ulaşılabilir bir hedef olmasının temel nedeni: Türk ekonomisinin, bu hızı devam ettirebilecek bir potansiyele ve elindeki yaygın ve değişik kaynaklan harekete geçirebilecek güce sahip olmasıdır.
(3) Hedef olarak alman kalkınma hızı, Türk toplumunun hayat standardını uzun vadede yükseltmek ve insan haysiyetine yaraşır bir seviyeye çıkarmak için zorunludur.
Bu hedef, aynı zamanda ülkelerle mevcut büyük gelir farklarını zamanla kapatmaya yetecek kadar da yüksek bir gelişme hızıdır.
(4) % 7 gelişme hedefi, Türkiye'nin, uluslararası düzende güçlü bir yere sahip olmasını ve dünyanın hızlı kalkınmakta olan ülkeleri arasındaki durumunu kuvvetlendirmesini bağlayacaktır.
(5) Öte yandan hedef olarak seçilen gelişme hırı Türk toplumuna katlanamayacağı bir fedakarlık yükü de getirmemektedir.
 İkinci Plan döneminde öngörülen kalkınma hızının gerektirdiği tasarruf ihtiyacı toplumun yasama standardının düşmesine yol açmayacak  aksine nüfus başına tüketim yılda ortalama yaklaşık olarak % 2,5 oranında  artacaktır.
8.2.2. DIŞ KAYNAKLARA BAĞLILIĞIN AZALTILMASI
    İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında ekonominin dış kaynaklara bağlılık derecesinin azaltılması amaç alınmıştır. Bu amaca varmak üzere dış tasarrufların GSMH içindeki payı 1907 yılında %2,0 dan 1972 yılında %1,7 ye düşürülecektir. Ayni dönem içerisinde sağlanması gerekli kalkınma kredisi niteliğindeki dış yardımların da GSMH ya oranının, döviz rezervlerini yükseltmek için gerekli görülen kısım hariç tutulursa, %2,4 ten % 1,7 e indirilmesi hedef alınmıştır.
8.3.  GAYRlSAFi MİLLİ HASILADAKİ GELİŞMELER VE YAPISAL DEĞİŞİM
    Hedef alınan gelişme hızı sonucunda 1967 yılında 1965 fiyatlarıyla 85,1 milyar lira olacağı tahmin edilen gayrisafi milli hasıla beş yılda %40,3 artacak ve 1972 de 119,4 milyar liraya yükselecektir. Böylece gayrisafi milli hasıla 1967 - 1972 yılları arasında 34,3 milyar lira artmış olacaktır. Sağlanacak bu gelişme ile 1967 yılında 2 580 lira olan fert başına gelir, beş yılda %24,8 veya yılda ortalama %4,4 artarak 1972 de 3 200 liraya yaklaşacaktır.
8.4.  EKONOMİNİN GENEL DENGESİ
   İkinci Beş Yıllık Plan döneminde, ekonominin elinde bulunduracağı toplam kaynaklar gayrisafi milli hasıla ile dış tasarruflardan meydana gelmektedir.
    Gayrisafi milli hasıla beş yıllık dönemde %40,3 artarak 1967 de 85,1 milyar liradan 1972 de119,4 milyar liraya yükselecektir. Ancak gerek ödemeler dengesinde karşılaşılan açık,gerekse iç tasarrufların öngörülen gelişme hedefine ulaşmak için yeterli olmaması dolayısıyla bu dönemde, yurt dışından yabancı tasarruflar şeklinde kaynak transferi zorunlu olacaktır.
   Bu sebeple dış tasarrufların GSMH içindeki payı düşmekle beraber1967 de 1,7 milyardan 1972 de 2,0 milyar liraya yükselecek ve böylece toplam kaynaklar dönem başlangıcında 86,8 milyar lira iken 1972 de 121,4 milyar lirayı bulacaktır.
   Kaynaklar ve harcamalar arasında kurulan eşitlik bir fiziki eşitlik olup,kullanılabilir mal ve hizmetlerin hedef alman seviyede gerçekleşmesi, harcama dağılımı ve seviyeleri iğin konulan Plan hedeflerinin gerçekleşmesi ile mümkün olacaktır.
Bu dengenin istenen seviye ve birleşimde gerçekleştirilmesi ekonomik istikrarı korumak için en önemli şarttır.

8.4.1. YATIRIM HARCAMALARI

   İkinci Beş Yıllık Plan döneminde öngörülen gelişme hızına ulaşmak, ekonominin uzun vadeli olarak kendi imkanlarına dayalı gelişmesinin gerektirdiği ekonomik yapıyı kurmak, sosyal adalet ilkesi uygulamasına devam etmek için zorunlu görülen yatırım seviyesi 1967 de 16,9 milyar TL den 1972 de 29,0 milyar TL ye çıkacaktır.
Bu hedefin gerçekleşmesi için yatırımların yılda ortalama yüzde 11,4 artması öngörülmekle beraber yılların özelliği dikkate alınmış ve yatırım seviyesi her yıl için tespit edilmiştir.
Yatırım harcamalarının 1967 de %46,7 sinin 1972 de ise %49,3 ünün özel sektörce yapılacağı tahmin edilmiştir.

  Özel sektörün yapacağı yatırım seviyesinin tespitinde ilk Plan uygulamasının verileri, özel sektörün finansman imkânları, karma
ekonominin kuralları ve İkinci Plan döneminde yapılacak yatırımların teknolojik özellikleri ve sektörel dağılımı dikkate alınmıştır.

  Birinci Plandan farklı olarak İkinci Planda stok değişmeleri ayrıca ele alınmıştır. Stok artışları tarım ve sanayi üretim artışlarına bağlı olarak hesaplanmıştır. Stok artışlarının yatırım harcamaları içinde gösterilmesi, özel tüketim gelişmesini açıklıkla izlemek için de gerekli görülmektedir.

  Yatırım harcamaları gayrisafi milli hasılanın 1967 de %19,9 undan 1972 de %24,3 üne varmaktadır. Yatırımların kamu kesimi ve özel kesim arasındaki bölümünü ile sabit sermaye ve stok artışları arasındaki dağılımının ayrıntısına yatırım tasarruf dengesi kısmında değinilmiştir.

8.4.2 TÜKETİM HARCAMALARI

    Tüketim harcamaları 1967 de gayrisafi milli hasılanın %82,1 i iken 1972 de %77,4 tine düşecektir. Planın öngördüğü hedeflere ulaşmak için kamu ve özel tüketim artışında belli seviyeleri aşmamak gerekli görülmüş ve toplam tüketimin beş yılda ortalama % 5,8 artması hedef alınmıştır. Özel sektöre yapılan gelir dışındaki transferleri de kapsayan kamu tüketiminin yılda ortalama olarak %8,8 artacağı ve gayrisafi milli hasıla içindeki payının 1967 de % 14,1 den 1972 de %15,3 e yükseleceği öngörülmüştür.
   
     Yatırım ve tasarrufların hızla artırılması ilkesine paralel olarak özel tüketim harcamalarının ikinci Beş Yıllık Plan döneminde yılda ortalama %5,1 artırılması hedef alınmıştır, özel tüketim harcamalarının gayrisafi millî hasıla içindeki oranının 1967
de %68,0 dan 1972 de %62,1 e düşeceği öngörülmektedir.[6]

    Özel tüketim harcamalarının gayrisafi milli hasıla içindeki payının zaman içerisinde azalacağı varsayılmakla beraber, yılda ortalama %5,1 oranında artırılması buna karşılık nüfusun %2,6 artacağının tahmin edilmesi dolayısıyla toplumun yasama standardının bir göstergesi olan nüfus başına özel tüketimde yaklaşık olarak yılda ortalama %2,5 çevresinde bir artışın sağlanabileceği tahmin edilmektedir. Böylece 1967 yılında l 755 lira olan fert başına özel tüketim 1972 yılında l 980 liraya yükselecektir.
Ayrıca, özel tüketimdeki artışın yanı sıra özellikle sağlık, eğitim gibi kamu gelişme cari harcamalarının fertlerin hayat standartları üzerinde olumlu etkiler yaptığı dikkatten uzak tutulmamalıdır.
    Bunun ötesinde, İkinci Beş Yıllık Plan döneminde, gelirin kişiler arasında daha adil bir şekilde dağılımını sağlamak amacıyla izlenecek politika sonucunda düşük gelir gruplarının tüketiminde ortalamadan daha hızlı bir artış olacaktır.
Tarım grubundaki özel tüketimin toplam özel tüketime oranı 1967 de yüzde 27,8iken, 1972 de yüzde 26,0 a düşmektedir. Gıda grubuna yapılan harcamalarda ise, hem mutlak hem de oransal artış öngörülmektedir.
    Bu grupun toplam tüketim içindeki oranı 1967’de 20,4 iken 1972’de yüzde 21,5’e yükselecektir. Bunun, ekonomi geliştikçe fertlerin tüketim harcamalarının işlenmemiş tarımsal ürünlerden işlenmiş gıda maddelerine kaydırma eğilimine uygun bir durum olduğu söylenebilir.

8.5. YATIRIM TASARRUF DENGESİ

   İkinci Beş Yıllık Plan döneminde gayrisafi milli hasılada 34,3 milyar liralık artış sağlamak iğin, 3.25 olarak hesaplanan stok hariç sermaye hasıla katsayısına göre beş yılda 111,5 milyar liralık sabit sermaye yatırımı yapmak gerekecektir. Aynı dönemde ekonomide 7,5 milyar liralık stok artışı olacağı tahmin edildiğinden toplam yatırımlar 110,0 milyar lirayı bulacaktır.

   İkinci Plan döneminde hedef olarak alınan gelişme hızına erişilmesi ve ekonomide genel istikrarın korunması, yatırımların gerçek tasarruflar ile karşılanmasını gerekli kılmaktadır.
İkinci Plan döneminde gönüllü tasarrufların gelişimi önceki dönemlerde doğan eğilimin tespiti ve gönüllü tasarrufları teşvik için öngörülen sermaye piyasasının kurulman ve banka, sigorta sisteminde kurumsal değişiklikler gibi tedbirlerin tamamen
gerçekleştirileceği dikkate alınarak tespit edilmiştir.
   Böylece 1967 de gayrisafi milli hasılanın yüzde 8,9 u olan gönüllü tasarruflar beş yılda yüzde 55,3 veya yılda ortalama yüzde 9,2 artarak 1972 de gayrisafi milli hasıla yüzde 9,9 una ulaşmaktadır.
   Kamu tasarrufları mevcut gelir sisteminin sağlayacağı toplam net kamu gelirleri, ve yatırımlar dışında kalan kamu harcama hedefleri esas alınarak hesaplanmıştır.

    İkinci Beş Yıllık Plan döneminde toplam tasarrufların gayrisafi milli hasıla içindeki payı 1967 de  yüzde 19,9 dan 1972 de yüzde 24,3 e çıkarılacak ve beş yıllık dönemde ortalama olarak gayrisafi milli hasılanın yüzde 22,7 sini bulacaktır.
Öte yandan iç tasarrufların yeterli olmaması ve özellikle ödemeler dengesi açığı dolayısıyla dış tasarruflara başvurmak zorunlu olacaktır.

   Ancak iç tasarrufların yılda ortalama yüzde 12,2 artırılmasına karşılık dış tasarruflardaki artış, oranı yüzde 3,3 çevresinde kalacak ve gayrisafi milli hasıla içindeki payı 1967 de yüzde 2 den 1972 de yüzde 1,7 ye düşecektir.Yurt İçi tasarrufların gayrisafi milli hasılaya oranı ise aynı yıllar arasında yüzde 17,9 dan yüzde 22,6 ya yükseltilecektir.

8.6. KAMU KESİMİNİN DENGESİ VE FİNANSMANI

    Tarihi ve geleneksel nedenlerle Türkiye’de kamu kesiminin ekonomi içindeki yeri büyük ve önemlidir. İkinci Beş Yıllık Plan döneminde kamu yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payının yüzde 53,3 ten 1972 de yüzde 50,7 ye düşmesinin öngörülmesine rağmen kamu kesiminin ekonomik gelişme konusundaki önemli rolü devam edecektir.
Karma Ekonomi Politikası Bölümünde genel hatlarıyla belirtilen faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için kamu gelirlerinin gayrisafi milli hasılaya oranının1967 de % 27,4 den 1972 de yüzde 31,3 e yükseltilmesi gerekmektedir.

8.6.1. KAMU HARCAMA HEDEFLERİ

Kamu harcamaları, bu kesimini ekonomide yaratılan fizik kaynaklardan hedeflere ulaşmak için yaptığı yatırım ve cari mal
ve hizmet ödemeleri ile gelir ve sermaye transferlerini kapsamaktadır.
 Fiziki harcama hedeflerine ulaşabilmek için fiyat istikrarının, yatırım ve tüketim malları arasındaki nispi fiyat dengesinin bozulmaması gerekmektedir

a) YATIRIM HARCAMALARI

   İkinci Beş Yıllık Plan döneminde kamu kesimince yapılacak yatırımların hacmi, sektörel dağılımı ve öngörülen gelişme hızı yapısal değişime uygun olarak tespit edilmiştir. Kamu yatırımlarının dağılımında İkinci Beş Yıllık Planla öngörülen yapısal değişiklik, üretimin bileşimi ve bölgelerarası denge gibi konular gözönünde tutulmuştur.
   İkinci Beş Yıllık Plan döneminde de ekonomik gelişmeyi sağlamada önemini muhafaza   edecek olan kamu yatırımları 1967 yılında 9milyar liradan yılda ortalama yüzde 10,3 artarak 1972 yılında 14,7 milyar liraya varacaktır.
   Bu dönemde kamu yatırımlarının toplam kamu harcamaları içindeki payı yüzde 38,6 dan yüzde 39,8 e yükselecektir.

b) CARİ HARCAMALAR

   İkinci Plan döneminde kamu cari giderleri yılda ortalama yüzde 8,5 artacak, 1967 de gayrisafi milli hasılanın yüzde 12,8 i, 1972 de yüzde 13,7 si çevresinde olacaktır. Kamu cari harcamalarını, devletin yapmakla görevli olduğu emniyet, eğitim, sağlık, adalet gibi hizmetleri yeteri nitelikte yerine getirebilmesi için, daha fazla kısmak mümkün olamamıştır.
   Öngörülen cari harcama seviyeleri bu hizmetleri ancak kısmen iyileştirebilmek imkanını verecektir. Cari giderler gelişme carileri ve diğer cariler olarak ayrılmış, tarımsal yayım harcamalarının yüzde 15, sosyal altyapıyı kuracak ve kuvvetlendirecek olan eğitim ve sağlık carilerinin yüzde 13, diğer gelişme carilerinin yüzde 12 çerçevesinde artmasının İkinci Plan dönemi için uygun ve yeterli
olacağı tespit edilmiştir.

c) TRANSFER HARCAMALARI

Transfer harcamaları yalnız genel ve katma bütçeli dairelerin transferlerini kapsamaktadır
İkinci Beş Yıllık Plan döneminde özel sektörün yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payını öngörülen oranlara çıkarabilmek için 1970 yılından itibaren özel kesime transfer yapılması gerekil görülmüştür.1970 yılında 400 milyon lira olan net kaynak transferinin 1971 de 900 milyona ve 1972 yılında 1,5 milyara çıkması gerekmektedir.

8.7. KAMU GELİR HEDEFLERİ

(1) Vergi gelirleri: Bu grup sadece konsolide bütçenin vergi gelirlerini kapsamaktadır. Vasıtasız vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı 1967 de yüzde 30,2 den, 1972 de yüzde 29,3 e düşmektedir. Bunun nedenlerinden biri uygulaması ertelenen asgari geçim ve götürü gider indirimi kanununun 1968 basında yürürlüğe girmesidir.
   Vasıtasız vergilerin başlıcalar Gelir Vergisi ile Kurumlar Vergisidir. Bu vergilerden sağlanacak gelirler, geçmiş dönem uygulama sonuçları ve İkinci Plan döneminde gayrisafi millî hasıla için öngörülen artışlar göz önünde tutularak tahmin edilmiştir.
Gelir Vergisi hasılatının 1968 de asgari geçim ve götürü gider indirimlerindeki artışa paralel olarak düşeceği hesaba katılmıştır.

Vasıtalı Vergi gelirlerinin tahmininde her birinin bağlı olduğu büyüklüklerde İkinci Plan döneminde meydana gelecek değişmeler dikkate alınmıştır. Bu vergilerin içinde ithale bağlı olanlar en önemli alt grupu teşkil etmektedir.
Toplam gelir tahminlerinde, Planın ithal tahminleri ile, bu vergilerin özelikleri göz önünde tutulmuştur. İç üretime veya iç-tüketime bağlı olan vergi gelirlerinin tahmininde bu büyüklükler için-İkinci Planın hedefleri dikkate alınmıştır.

(2) Vergi dışı gelirler: Vergi dışı gelirler Genel Bütçenin vergi dışı normal gelirleri, bazı özel fon gelirleri ile katma bütçe gelirlerinden, meydana gelmektedir.
İkinci Plan dönemi gelir tahminleri geçmiş dönemdeki gelişmeler ve bu gelirlerin özellikleri dikkate alınarak yapılmıştır. Bu gelir grupu yılda, ortalama yüzde 2,8 artış gösterecektir.

(3) Öz kaynak ve fonlar: Bu gelir grupu mahalli idarelerin öz kaynakları döner sermayeli kuruluşların gelirleri ile İktisadi Devlet Teşebbüslerinin öz kaynak ve fonlarını kapsamaktadır.
Mahalli idarelerin gelirleri mevcut gelir sisteminin, bir değişiklik yapılmadığı takdirde, İkinci Plan döneminde sağlanabileceği gelirler olarak tahmin edilmiştir.
 İktisadi Devlet Teşebbüslerinin, özellikle işletmeci kurumların, öz kaynak ve fonlarının artırılması ve kamu gelirleri ve kamu tasarrufları içinde bunların önem kazanması İkinci Plan
döneminde bu kuruluşların faaliyetlerinin önemle izlenmesini zorunlu kılmaktadır.


9.  1968 - 1972 DÖNEMİNDE TÜRK EKONOMİSİNDEKİ
GELİŞMELER

İKİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANININ TEMEL POLİTÎKALARI

   Planda öngörülen temel hedef ve amaçlara ulaşabilmek için yeterli ve elverişli politikaların kullanılması zorunludur. Plan hedef ve amaçlarının gerçekleşmesi, bu araçların seçiminde, geliştirilmesine ve uygulanmasında gösterilen dikkat ve titizliğe bağlıdır.
   Plan dönemi içinde izlenecek politikalar ekonominin gösterdiği niteliklere göre seçilecek ve belirtilen temel ilkelere uygun olacaktır. Tespit edilecek politika tedbirlerinin gerçekçi, uygulanabilir olması aranan nitelikler olmakla beraber istenen sonuca götürücü güçte ve seviyede uygulanması da gereklidir. Politikaların izlenmesinde ve tedbirlerin seçiminde Planın temel hedef ve amaçları göz önünde tutulacak, gelişmeler yaratabilecek politikaları sakınılacaktır.

9.1. KARMA EKONOMİ POLİTİKASI

   Karma ekonomi düzeninin amacı kaynakların ekonomik ve sosyal faaliyet dalları arasında daha iyi dağılımını bağlayacak bir ortam yaratmak suretiyle ülkenin bütün kaynak ve imkanlarını seferber ederek ekonomik kalkınmayı hızlandırmak olacaktır. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kamu sektörü için emredici, özel sektör için yol gösterici ve destekleyici, fertlerin teşebbüs gücünü ortaya çıkarıcı ve geliştirici ölçüde olacaktır.Karma ekonomi düzeninin kuralları açıklıkla tanımlanacak ve mevcut düzenin aksaklıkları hızla ortadan kaldırılacaktır.

İkinci Beş Yıllık Plan döneminde izlenecek karma ekonomi politikasının kuralları aşağıda açıklanmıştır:

(1) Ekonomik kararların alınmasında esas serbest piyasada meydana gelecek fiyatlar olacaktır.
(2) Kamu ve özel kesimlerin üretimle ilgili olarak bir arada faaliyette bulundukları alanlarda Devletçe fırsat eşitliği sağlanacak ve ayırım yapılmayacaktır.
(3) Devlet, ekonomik hayatın düzenleyici olarak dolaylı yollarla istikrarı sağlayacak ve fiyat mekanizmasının yetersizliklerini vergi, kredi, para ve dış ticaret politikası gibi araçlarla düzenleyecek,tekelci güçlerin belirmesine engel olacak, tüketicinin ezilmesine müsaade etmeyecektir.
(4) Devlet özellikle genel gelişmeyi hızlandıran alt yapı yatırımlarını geliştirecek ve toplum refahına yönelen eğitim, sağlık gibi sosyal amaçlı yatırımları yapacaktır.
(5) İkinci Beş Yıllık Plan döneminde imalât sektörü gelişiminin uzun vadede esas alınarak özel sektöre bırakılmasını sağlayıcı bir politika izlenecektir

9.2. TASARRUF POLİTİKASI VE SERMAYE PİYASASI
9.2.1. TASARRUF POLİTİKASI
       İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1967 -1972 döneminde yurt dışı kaynakların yılda ortalama yüzde 3,3 artırılmasına karşılık iç tasarruflarda yüzde 12,2 yükseltilmesini hedef olarak almıştır. Böylece artan gelirin her yıl daha büyük bir kısmının tasarruflara ayrılması sağlanarak yurt içi tasarrufların gayrisafi milli hasılaya oranı 1967 de yüzde 17,9 dan 1972 da yüzde 22,6 ya çıkarılacaktır.[7]
        Yurt içi tasarruflar gelir seviyesine bağlı olduğundan, gayrisafi milli hâsılanın 1967- 1972 döneminde yüzde 40,3 artması tasarrufların süratle yükseltilmesine uygun bir ortam yaratacaktır. Ayrıca fiyat istikrarının korunması da teşvik edilecektir. Bu nedenle İkinci Beş Yıllık Plan dönemi içerisinde fiyatlarda sağlanacak İstikrar ile tasarrufların artırılmasına yardımcı olunacaktır.
     Toplam tasarruf seviyesini yükseltebilmek ve kaynak israfını önlemek üzere kamu cari harcamaları kısıtlanacak ve uygulama sırasında öngörülen sınırlar içerisinde tutulmasına özel bir dikkat gösterilecektir. Bu amaçla kırtasiyeciliğin büyümesi önlenecek, belirli hizmetlerin en az harcama ile yapılması ilkesi göz önünde tutulacaktır.Hizmetlerin gereksiz bir şekilde genişlemesi önlenecektir.
      İkinci Beş Yıllık Plan döneminde tasarrufları artırmak üzere izlenecek politikanın beklenen faydaları sağlayabilmesi yatırılabilir fonların etkin bir dağılımının sağlanması ile mümkün olacaktır.

9.2.2. SERMAYE PİYASASI
     İkinci Beş Yıllık Plan döneminde uygulanacak sanayileşme politikası ile özel sektörden beklenen yatırımların gerçekleştirilmesi için gönüllü tasarrufların büyük ölçüde
artırılması ve teşvik edilen yatırım alanlarına yöneltilmesi zorunludur. Gönüllü tasarrufların ve özellikle küçük tasarrufların artırılmasında  bunların etkin bir şekilde dağılmasında ve kullanılmasında  kurulacak sermaye piyasanın önemli rolü olacaktır.

9.3. VERGİ POLİTİKASI
    İkinci Beş Yıllık Plan döneminde izlenecek vergi politikasının temel amacı kabul edilmiş bulunan ekonomik ve sosyal hedeflere uygun olarak Planın finansmanını ekonomik istikrarsızlığa yol açmadan adaletli olarak sağlamak ve tasarrufları verimli yatırımlara yöneltmek olacaktır.
   Vergi gelirlerinin artırılma amacı toplam tasarruf gayrisafi milli hasıla oranının yükseltilmesidir. Bu sebeple vergilemede özel tasarruf ve yatırım eğiliminin kırılmaması da göz önünde tutulacak ve alınacak yeni tedbirler yanında, daha çok mevcut özendirici tedbirlerden etkin olarak yararlanılması sağlanacaktır.
  İkinci Beş Yıllık Plan döneminde izlenecek vergi politikasının temel bir amacı da gelirin fertler arasında daha âdil bir şekilde dağılmasına yardımcı olmaktır.
  Aynı amaçla mükelleflerin vergi karşısında eşitliği sağlanacaktır. Bir taraftan vergi ödeme gücüne göre vergi alınarak dikey vergi eşitliğinin sağlanması, diğer taraftan da eğit güçleri eşit şekilde vergilendirerek yatay vergi eşitliğini sağlamakla beraber sosyal adalet açısından bazı ayırımların yapılmasına da yer verilmesi için çaba göstermek gerekmektedir.
   Herkesin kamu harcamalarına âdil bir pay ile katılması için vergi sisteminde genellik, müterakkilik ve ayrım ilkelerine gerçek anlamı ile yer verilmesi ve böylece fedakârlıkta eşitliğin sağlanarak vergi ödeme gücü olan fert ve sektörlerin vergileme dışında kalmamalarına çalışılacaktır.Kabul edilmiş bulunan yılda ortalama yüzde 7 gelişme hedefi tasarruf ve yatırımların öngörülen seviyelere çıkarılması yanında,yatırımların üretim faaliyetleri arasında tespit edilen şekilde dağılmasını da gerektirmektedir

   Vergi gelirlerini artırmak amacı ile uygulanacak başlıca tedbirlerden biri vergi idaresinin ıslahı, vergi kazasının yeniden düzenlenmesi ve etkenliğin artırılması olacaktır.
   Vergi idaresi ve kontrolünün etkenliği artırılarak vergi gelirleri önemli oranda yükseltilebilecek ve vergi alanında gözetilen diğer sosyal ve iktisadi ilkelere de uygun hareket edilmiş olacaktır. Vergi kazası alanında yapılacak yeniden düzenleme ile sürat,
güven artacak; ileri bir vergi hukuku düzeni yaratılacaktır.
   Ayrıca vergi sisteminde mevcut boşlukların doldurularak vergi rezervlerine ulaşılmasını sağlayacak ve vergi hasılatını artıracak olan düzeltici ye tamamlayıcı tedbirler önemle ele alınacaktır.

9.4. FİYAT POLİTİKASI

   Birinci Beş Yıllık Plan döneminin ilk dört yılında, bir yandan ortalama olarak yüzde6,5 çevresinde bir gelişme hızı sağlanırken, öte yandan da fiyatlar genel seviyesinin ekonominin genel dengesini bozucu ölçüde dalgalanması önlenebilmiştir.

İkinci Plan döneminde izlenecek temel ilkeler ise şöyledir :

(1) Fiyat istikrarının korunması :
Ekonomik gelişmenin artan bu hızla devam edebilmesi, kıt kaynakların israfının önlenmesi, gelirin kişiler bölgeler ve sektörler arasında dağılımında adaletsizliklere yol açılmaması için fiyat istikrarının korunması gerekli görülmektedir.
 Bu amaçla mevsimlik ve arızi fiyat dalgalanmaları dışında, genel fiyat seviyesinin dönem içinde istikrarı sağlanacaktır.

(2) Kaynakların daha etkin dağılımının sağlanması :
Piyasada cari fiyatlar arasındaki nispî yapının ekonomideki gerçek kıtlıktan aksettirmemesi hallerinde nispi fiyatların değiştirilmesi yolu ile  tıkanıklıkların idare edeceğini ve kaynakların farklı nispi fiyat yapısı altında daha iyi dağıtabileceğini ortaya koymaktadır.




(3) Daha âdil gelir dağılımına ulaşılmak :
İkinci Beş Yıllık Plan döneminde fiyat politikasının gelir dağılımına olan etkileri dikkate alınacak ve gelirin fertler, bölgeler ve sektörler arasında daha adil dağıtımına yardımcı olacak bir fiyat politikası izlenecektir.
Fiyat istikrarını sağlamak için toplam talebin gereksiz bir şekilde genişlemesine engel olunacak, kalkınma hızını tayin eden temel faktör olarak kabul edilmiş bulunan yatırımların gerçek tasarruflar ile karşılanmasına dikkat edilecektir.
İlgili mevzuat uyarınca iktisadî Devlet Teşebbüslerinin ürettikleri temel mal ve hizmetlerin fiyat ve tarifelerini tespiti hususunda Hükümete tanınan yetki fiyat İstikrarının korunmasında bir araç olarak kullanılacaktır
Destekleme alımlarının bir amacı da tarımsal üretim seviyesinde meydana gelebilecek dalgalanmaların olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak olacaktır.

9.5. PARA POLİTİKASI


İkinci Plan döneminde para politikası ekonomik kalkınma için gerekli gelişmeyi sağlayacak, kaynakların tam ve etkin kullanımına imkân verecek ve böylece Planda gelişmesi öngörülen sektörlerde hedefe ulaşmaya yardımcı olacaktır. Ancak, bu gelişme
fiyatlar genel seviyesindeki dengeyi bozmayacak şekilde gerçekleştirilecektir.
 Birinci Beş Yıllık Planın ilk uygulama yılında para dengesinin sağlanması konusunda önemli bir problem ortaya çıkmamıştır. Para ve kredi konusunda çeşitli nicelikler, ekonomide nispî fiyat İstikrarını ve dengeyi sağlayacak ölçüde gelişmiştir.
 1964 yılının ilk aylarında gelişen deflasyonist eğilimler para politikası  araçlarının kullanılması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır
 1965 yılında para arzının dengeyi bozacak şekilde gelişmesi üzerine yıl sonunda gelişmeyi kısıtlayıcı tedbirlere yönelinmiştir. 1966 yılında bu tedbirlerin de etkisiyle dengeli bir gelişme görülmüştür. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi «son yılların gelişmeleri» bölümünde
verilmiştir.
İkinci Plan Dönemi için para talebi ve bu talebin karşılanması için gerekli emisyon artışı ile ilgili tahminlerde Planda öngörülen ekonomik sistemin işleyişi ile ilgili temel çerçeve esas alınmıştır.

                                 TEDBÎRLER

(1)         Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilâtı, Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası arasında adı geçen kuruluşların yetkililerinden meydana gelecek Para-Kredi Kurulu ile sağlanacaktır.
(2)        1930 yılından beri yürürlükte olan Merkez Bankası Kanunu, dengeli kalkınma için gerekli etkin ve esnek "bir para politikasının uygulanabilmesini sağlamaktan uzaktır.
(3)        Para politikasının birinci Planının öngördüğü ilkelere göre etkili bir şekilde uygulanabilmesi için Merkez Bankası Kanunu bugünün şartlarına göre en kısa zamanda değiştirilecek, Merkez Bankasının Hazine ve bankalar sistemi ile ilişkileri modern ekonomik ve malt anlayışa uygun olarak düzenlenecektir.
(4)         Açık piyasaya işlemlerini geliştirerek uygulamada etkenliği ve esnekliği artırmak için Hazineye kısa vadeli avans yerine Hazinenin çıkaracağı kısa vadeli bonoların bankalara satışı ve gerektiğinde Merkez Bankasının bankalardan bu bonoları alması yolu ile emisyon artısının sağlanması usulü tercih edilecek ve bu usul geliştirilecektir.
(5)        Bankaların Plan hedeflerine uygun bir kredi politikasını izlemelerini sağlamak amacıyla bankalar üzerinde Merkez Bankasının kontrolünü artıracak, bankaların Merkez Bankası ile devamlı işbirliğini sağlayacak, Merkez Bankasının bankaların genel politikaları üzerindeki etkenliğini artıracak tedbirler alınacaktır.
(6)         Resmi mevduatın para politikası aracı olarak kullanılmasını sağlayacak tedbirler alınacaktır.[8]

           9.6. KREDİ POLİTİKASI

     İkinci Beş Yıllık Plan dönemi başlangıcında, toplam kredi hacminin genişleyen ekonominin ihtiyaçlarına yeterli seviyeye eritmemesi, mevcut kredi hacminin en verimli alanlara dağıtımının sağlanamamış olması ve faiz hadlerinin, kredilerin dağıtımı konusunda etkin bir araç olarak kullanılamaması karşılaşılan temel sorunlardır.

(1) Planda öngörülen genel yatırım ve üretim hedeflerine ekonomik istikrarı bozmadan ulaşmak için kredi hacmi ihtiyaca göre artırılacak ve bu amaç için kredi kaynaklan yeterli ölçüde genişletilecektir.
(2) Kredilerin, Planda özellikle geliştirilmesi öngörülen sektörlere yöneltilmesi ve İhtiyacın niteliğine göre faiz ve vade yönünden farklılaştırılmalar sağlanacaktır.
(3) Kredinin, ekonominin çeşitli faaliyet dalları arasında etkin dağılımını sağlayabilmek için teşkilatlanmış kredi sistemi geliştirilecek ve kredilerin mümkün,olduğu kadar büyük bir kısmının bu sistem aracılığı ile dağıtılması sağlanacaktır.

9.7. POLİTİKALAR

(1) Bankaların kaynaklarının artırılması :Banka sisteminin kaynaklarının artırılması amacıyla, atıl tasarrufları harekete getirecek, tevdiatın çekiciliğini artıracak, çekle ödeme sistemini geliştirecek tedbirler üzerinde durulacaktır
(2) Faiz : Tasarruf mevduatı artışını hızlandırmak ve bankaların para maliyetini düşürmek için,tasarrufların vadeli tasarruf şeklinde toplanmasını sağlayacak imkanlar yaratılacaktır.
(3) Mevduatın sınıflandırılması: Mevduat sınıflandırması, mevduatın banka sisteminde emin bir kaynak olarak kullanılması imkanını sağlamak için yeniden düzenlenecektir.
(4) Teşkilâtlanma
(5) Mevduat sigortası
(6) İşletme kredisi ve orta vadeli kredi: İkinci Beş Yıllık Plan döneminde gelişen ekonomik faaliyetlerin gerektirdiği seviyede işletme kredisi sağlanacak ve bu arada orta vadeli kredi uygulanmasına geçilecektir.
(7) Kredi kontrolü : Banka kredilerini tanzim komitesinin kısa devrede banka kredilerinin dağılımını incelemesi ve bu konuda gerekli tedbir ve kararları alması sağlanacaktır.

10.  ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE POLİTİKASI

İkinci Beş Yıllık Plan dönemini aşan uzun vadeli temel amaç, ekonominin hedef alınan gelişme hızının kendi kaynaklarıyla sağlanabilmesidir.
 Bunun başlıca iki şartı, bu gelişme hızının gerektirdiği yatırımların tümünü iç tasarruflar ile karşılamak ve döviz gelirlerini öngörülen gelişme hızına yükseltmektir.
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ülkemizin yabancı kaynaklara bağlılığının azaltılması amacına kesinlikle yönetebilmek için aşağıda belirtilen temel ilkeleri getirmektedir.    

(1) Bütün ihracat fırsatları en geniş ölçüde süratle değerlendirilecektir.
(2) Ekonomik görülen alanlarda ve özellikle tabii kaynaklara dayalı dallarda ithalât ikamesine önem verilerek sınırlı döviz kaynaklarının en etkin bir şekilde kullanılması sağlanacaktır.
(3)Sınırlı döviz imkânları ekonominin kalkınmasıyla doğrudan doğruya ilgili faaliyet dallarına yöneltilecek ve lüks tüketim malı ithalâtı yapılmasından kaçınılacaktır.

(4)Hedef olarak alınmış olan kalkınma hızına varılması amacıyla gerekli ithalâtı yapma zorunluluğu, eski ve yeni kredilerden doğan borç ve faiz ödemelerinin devam etmesi ve yatırımlar için gerekli iç tasarrufların yetersizliği karşısında, İkinci Beş Yıllık Plan döneminde de kalkınma kredisi niteliğindeki dış kaynaklara başvurulacaktır.

(5) Özel yabancı sermayeye ek bir tasarruf döviz ve teknoloji kaynağı olarak önem verilecektir

(6) Zaman zaman görülen gecikmelerin ve döviz gider ve gelirleri arasındaki mevsimlik dengesizliklerin yarattığı tıkanıklıkları gidermek ve ithalâtın sürekliliğini sağlamak amacıyla, döviz rezervleri yükseltilecektir.

(7) Memleketimizin, özellikle ileri sanayi memleketleriyle olan iktisadi ilişkilerinde, dış ticaret hadlerimizin düzeltilmesi için gereken faaliyet sarf olunacaktır.[9]

11.  İKİNCİ BEŞ YILLIK PLANIN UYGULAMA DÜZENİ

   Türk toplum ve ekonomisi için uzun vadeli amaçları belirten İkinci Beş Yıllık Plan, bu amaçlara varabilmek için genel ve sektörel gelişme-hızları, tasarruf ve yatırımların hacmi, kaynakların çeşitli alternatif faaliyet sahaları arasındaki dağılımı, ithalât ve ihracat tahminleri, kamu gelirleri Beş yıllık bir dönemi kapsayan Planın değişen ekonomik ve sosyal, şartlara uydurulabilmesi, meydana gelebilecek tıkanıklıkların giderilebilmesi veya yeni gelişme fırsatlarının değerlendirilebilmesi, ekonomik ve sosyal, düzendeki kararsızlık, belirsizliklerin ortadan kaldırılabilmesi uygulamadaki geri kalmaların düzeltilebilmesi, çelişen kısa ve uzun vadeli amaçlar arasındaki tercihler gibi nedenler daha kısa süreli yıllık programların hazırlanmasını gerekli kılmaktadır harcamadan gibi hedefleri tutarlı bir çerçeve içerisinde tanımlayan genel bir dokümandır.
1968 - 1972 döneminde, Birinci Beş Yıllık Plan döneminde başlamış olan yıllık program hazırlama usulü devam edecektir.
  Böylece yıllık programlar ile başlangıç varsayımlarını düzeltmek, tahminlerdeki yanılmaları gidermek  ve yeni verilere göre hedefe erişmek için İkinci Beş Yıllık Planda gerekli değişiklikleri yapmak imkân dahiline girecektir.
  Yıllık programlar Beş Yıllık Planın yıllara bölünmesi ile değil, her yıl ileriye aynı açıdan bakılması suretiyle hazırlanacaktır.

 Yıllık programların hazırlanışında aşağıdaki ilkeler göz önünde tutulacaktır.
1.Yıllık programların hazırlanmasında temel ilke, Planın sosyal ve ekonomik hedeflerini gerçekleştirmek ve özellikle beş yılda gayrisafi millî hasılayı yüzde 40,3artırmak olacaktır.
2. Genel yatırım seviyesinin hesaplanmasında gayrisafi milli hasılanın, her yıl yüzde 7 artacağı varsayılacak ve bu suretle hesaplanacak gayrisafi milli hasıla seviyesine Planda öngörülmüş olan yatarım - gayrisafi milli hasıla oranı uygulanacaktır.
3.Yatırımların sektörler arasındaki dağılımında Planın öngördüğü genel gelişme hedefi esas alınacaktır.
 Bununla birlikte yıllık programlar ile yatırımların sektörler arasındaki dağılımında, uygulamada meydana gelebilecek dengesizlikleri ortadan kaldırmak ve yeni çıkabilecek yatırım fırsatlarını değerlendirmek üzere gerekli değişiklikler yapılabilecektir.
4. İkinci Beş Yıllık Plan döneminde, Devlet Planlama Teşkilâtı ile ekonomik karar birimleri arasındaki ilişkileri ve haberleşme kanallarını düzenlemek üzere bir araştırma yapılacak ve özellikle genel ekonomi politikasının yürütülmesini ve başlıca sektörel
gelişmeler ile ilgili bakanlıkların Plan ve programların ilke ve hedefleri çerçevesinde,uzun ve kısa vadeli araştırma ve tutarlı projeksiyonlar yapabilecek, proje fikirlerini geliştirebilecek ve program uygulamasını yakından izleyebilecek bir teknik güce
kavuşturulmalarının gerekleri araştırılarak bu kuruluşlar ile Devlet Planlama Teşkilâtı arasındaki haberleşme akımı düzenlenecektir.
Bu organizasyon çalışması yapılırken Devlet Planlama Teşkilâtı ile en alt kademedeki icracı birimler arasında direktif ve bilgi akımının bürokrasiyi artırmaması esas olacaktır.
Genel ekonomik ve sosyal gelişmede gittikçe artan bir rol oynayan özel sektör ile Devlet Planlama Teşkilâtı ilişkileri de düzenlenecektir. Devlet Planlama Teşkilâtı sadece Plan ve programlarla değil fakat daha özel çalışmalarla da Özel sektöre beklenen gelişmenin yönleri ve yatırım fırsatları konusunda bilgi aktaracak ve yardımcı olacaktır.
Bu amaçla özel sektör ile Devlet Planlama Teşkilâtı arasında temaslar artırılacaktır.


                                     12.   SONUÇ
     Görüldüğü gibi, birinci ve ikinci planda öngörülebilen kalkınma hızları aynıydı tek fark BBKP’de hizmetler kesimi için öngörülen %7,2’lik kalkınma hızının %6,8’e indirilmiş olmasıydı. Temel sektörlerin payları planda öngörülen yönde gelişmekle birlikte, gelişme hızları arzulanın altında oldu.Yatırımların sektörlere dağılımını baktığımızda ikinci planın imalat, ulaştırma ve turizm yatırımlarına ağırlık verdiği görülmektedir.
 
    İBYKP’de sanayileşmeyle tarım kesimi arasında bağlantı kurulmaya çalışılmış ve sanayi kesimi için şu temel ilkeler benimsenmişti: ‘’İBYKP döneminde sanayinin ekonominin sürükleyici sektör olması temin edilmiş olacaktır. Sanayileşme bu dönemde hızlı bir kalkınmayı gerçekleştirebilmek ve bu hızı arttırarak devam ettirebilmek için şarttır. Türkiye’nin tabi kaynakları ve diğer faktörler hızlı sanayileşmenin karşılaştırmalı üstünlük ilkesine göre mümkün olduğunu göstermektedir. Bu dönemde kurulacak ağır sanayi tesisleri bir yandan tarım sektörünü modernleştirmesine ve tarımdan sanayiye kaynak aktarılmasına yardımcı olacak öte yandan küçük sanayinin gelişmesine elverişli bir ortam yaratacaktır.

   Planda,imalat sanayine birinci derecede  öncelik tanınmıştır.34.3 milyar liralık GSMH artışının %38.6’sını sağlayacak imalat sanayi için 25 milyar liralık yatırım öngörülmekteydi. Bu miktarın alt kesimlerine olan dağılımında demirden başka metaller, kağıt, makine imalat, elektronik, tarım araçları ve makineleri ve gemi inşa sanayi BBYKP’ye göre en yüksek paya sahip bulunmaktaydı. İBYKP’de yatırımları ve ihracatı teşvik amacıyla alınan tedbirler şunlardı:

   Yatırımların Teşviki: BBYKP döneminde 202 sayılı kanunla getirilen yatırım indirimi İBYKP döneminde 933 sayılı kanunla değişikliğe uğradı. Yatırım indirimi oranı, indirimden yararlanacak yatırım miktarını %80’ini geçmeyecek ve oranlar yıllık programlarda belirtilecekti.
   Ayrıca, yatırımlarla ilgili olarak, gümrüklerde tam ve kısmi muaflık (bağışıklık) getirilerek yatırımlarda %15-20 arasında ucuzluk sağlandı. Yapılacak yatırımların bağışıklıktan yararlanabilmesi için şu koşullardan en az birine uyulması gerekmekteydi:

*Kurulacak tesisin ekonomik ölçüde olması
*Yeni bir teknoloji getirmesi
*Yan sanayinin gelişmesine yardım etmesi
*Dünya fiyatlarına uygun olarak yatırım yapması
*İhracata yönelik bir yatırım olması
*İthalat ikamesi sağlanması
 
   Ayrıca yeni vergi tedbirleri, orta vadeli kredi, selektif kredi geliştirme ve teşvik fonları, sanayici ve ihracatçı senetlerine düşük faizle reeskont olanağı gibi parasal önlemler de getirilmişti.
      İhracatın Teşviki:Planda ihracata dönük sanayiler kurulması teşvik edilerek ihracatın yapısının değiştirilmesi amaçlanmaktaydı.Getirilen teşvik tedbirlerinin başlıcaları şunlardı:
Vergi iadesi, ihracat birliklerinin kurulması, döviz tahsislerine öncelik tanınması vb. her iki plan döneminde de, uygulanan teşvik tedbirleri öngörülen amaçları tam olarak gerçekleştiremedi.

    Örneğin az gelişmiş yörelere uygulanan yatırımlar, yüksek indirim oranları rağmen bu yörelere doğru tam olarak kaydırılamadı; orta vadeli ve selektif kredi sistemi işlemedi. Tedbirlerin yaygın ve tam olarak uygulanmasını engelleyen başlıca nedenler, teşvik tedbirlerinin geniş bir kitle tarafından bilinememesi ve bürokratik formaliteydi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder